Bugün 28 Mart 2025 Cuma
Yarın Arefe sonrası Ramazan Bayramı.
Kesin bir yerlerde denk gelmişsinizdir Can Dündar'ın yazdığı "Her gün bayram" yazısına. Aslında güzel bir yazıdır ve içinde derin anlamlar barındırır. O yazıyı kendimce yeniden yazmak istesem nasıl olurdu diye düşündüm ve ortaya aşağıdaki yazı çıktı.
BAYRAMDIR
Sabaha uyanmak bayramdır mesela;
bir gün gözlerini açamayınca anlar insan…
Odanın içine süzülen ışık, hiç görmeyen biri için tarif edilemez bir mucizedir.
Bir çocuğun kahkahası, sessizliğe mahkûm bir kulak için bayramdır…
Dokunmak, tenin tenle buluşması… Ellerini kaybettiğinde anlam kazanır.
Bayramdır, özgürce yürüyebilmek;
toprağa basan her adım, bir şükür vesilesidir.
Kendi başına yemek yiyebilmek, sesin titremeden bir cümle kurabilmek bayramdır.
Görmediğin birini özlemek, sonra onu yeniden kucaklayabilmek bayramdır.
Sevdiklerinle geçirilen her an bayramdır.
Özlemle geçen yılların ardından edilen tek kelimelik bir telefon konuşması da öyle…
Tam dibe vurduğunda bir dost elinin seni çekip çıkarması,
Gece ağlayarak uyuyup, sabah gökyüzünü bambaşka bir umutla izlemek bayramdır.
İçten gelen bir "iyi ki varsın", bir dosta sırtını güvenle yaslayabilmek,
En kötü gününde bile yalnız olmadığını bilmek bayramdır.
İki elinle tuttuğun sıcak bir çay,
Dizlerinin dibine sokulmuş bir kedi,
Sokakta hiçbir şey istemeden sana gülümseyen bir insan bayramdır.
"O bana güvenmişti, yanılmadım" diyebilmek bayramdır.
Hiç aldatmamış, hiç aldanmamış olmak bayram…
Kimse görmese bile, iyiliği elden bırakmamak,
Kendi iç hesaplaşmalarından alnının akıyla çıkmak bayramdır.
Taze pişmiş ekmeğin buharı,
Evin içinde dolaşan yemek kokusu,
Uzaklardan gelen bir mektup,
Yıllardır saklanan bir anının sararmış bir fotoğrafta canlanması bayramdır.
Bayram, sadece takvimde işaretlenmiş birkaç günden ibaret değildir.
Ona yakışanı bilir, kıymetini anlarsan her gün bayram olur.
Kimileri böyle yaşamayı delilik sayar,
Ama deliliğin böylesi, kalabalıklar arasında kaybolmaktan iyidir.
Her gününüz bayram olsun.
.....
Ve aslında tam manasıyla bayram yazısı yazmak için sadece biraz düşünmek ve biraz da eski ile yeniyi karşılaştırmak yeterli olacaktır bana göre. Nerede o eski bayramlar diyecek kadar yaşlandım mı bilemiyorum ama bilimsel olarak dante gibi ortasındayım hayatın ve yakın zamanda kırkbire yelken açarak yeni düşünce kalıplarına geçiyorum. Ve şu anda bayram için yazı yazmaya başladığımda aşağıdaki sonuç çıkıyor.
BAYRAMLIK
Yaşamın akışında saklı mucizeler var;
Bir nefes almak bile umut dolu sabaha merhaba demektir çoğu zaman.
Gün bitip göz kapakların yavaşça kapanırken zihnine düşen her yıldız, yüreğinde yeni bir sevinç uyandırır insanın.
Gündüzün telaşında kaybolan o küçük anlar, bir dostun gülüşünde, sıcak bir çayın buharında yeniden canlanır. Belki de en ufak dokunuş, kırgın kalpleri onarıp bir araya getiren o görünmez eldir.
Her adımda, küçük mucizeler saklıdır; yıpranmış sokak köşesinde açan bir çiçek, sessizliğin içinde yükselen umut ve yorgun bedenlere ilham veren bir tebessümdür.
Zamanın akışı, yaşamın öğretisidir; bir yıkımın ardından filizlenen yeni başlangıç, kaderin cilvesinde, anın getirdiği sürpriz, tüm zorlukları aşan içsel güç ve direniştir.
Bayram, yalnızca büyük sevinçlerin adı değildir; acının, özlemin ve umudun iç içe geçtiği o anlarda, bir dost kapısını çaldığında yada soğuk bir kış sabahında yumuşacık bir battaniyeye sarıldığınızda, işte o anlarda, kalbinizde saklı mutluluklardır bayramlar.
Her gün, yaşamın her anında saklı bir kutlama var; gözlerinizin önünde beliren her detay, sevgiyle dokunulan her anı, yaşamanın kendisi, bayramdır.
Her gününüz, umut ve sevgiyle dolsun;
Çünkü hayat, her daim yenilenen, içten bir bayramdır.
İyi Bayramlar.
Uğur ÇAĞLAR